Ahmet İnan

Ahmet İnan


İnsanlık İlmihali-2

14 Haziran 2022 - 22:09

İnsan olmanın ÜÇÜNCÜ şartı: HEMCİNSİNİ KENDİ EŞİTİ GÖRMEK  

Allah’ın bir adı da “el-Hadi” dir.  

Yani hidayet verendir. 

Allah’ın hidayeti 4 aşamada gerçekleşir. [1] 

1.Fıtri Hidayet (Hidayet’ül-Fıtrah): Bu aşamada İnsan+Hayvan+Bitki; eşittir. Bunun şer’i  delili şu ayettir:  “Musa: Bizim Rabbimiz, her şeye hilqatini/yaratılışını veren ve sonra onlara yollarını gösteren/hidayet edendir”   [2]  

2. Hislerin Hidayeti (Hidayet’ül-Havvas) : Allah insanlar ve hayvanlara duyular vermiştir. [3] Bu bakımdan, İnsan ve Hayvan, bu noktada eşit düzeyde kalır.  

3.Akıl Hidayeti (Hidayet’ül-Akl) : Allah bütün mahlukat arasında insana akıl vererek onu istifa (seçilim) etmiştir. Biz buna, ilahi seleksiyon diyoruz. Bunun şer’i delili: “Biz insanı mükerrem kıldık”  ayetidir. [4] Cinlerin keyfiyeti ise: bize müteşabihtir. Yani cinlerin keyfiyeti konusunda agnostikiz.  

4. Din Hidayeti (Hidayet’üd-Din) : Allah insanın salt aklıyla mutlak hakikate erişemeyeceğini bildiği için, ona din yolu ile yol göstermiştir. Bunun şer’i delili de “Eğer inanıyorsanız en üstün sizsiniz” [5]     

Sözü burada İlhan Kutluer hocamıza bırakalım:    

“Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde eşitlik tabii bir hak olarak kabul edilir. Buna göre bütün insanlar eşit yaratılmıştır, ırk veya nesep insana hiçbir üstünlük sağlamaz. İnsanlar arasındaki üstünlüğün gerekçesi, onların başta akıl olmak üzere sahip oldukları yetenekleri yerli yerince kullanma iradesi ortaya koymaları ve ahlâkî erdemlere uygun davranışlarda bulunmalarıdır. Kur’an’da bütün insanların ortak bir atadan geldiği, farklı halklara ve kabilelere ayrılmanın türlü birikimlerin aktarılması hikmetine dayandığı, üstünlüğün ancak Allah’a iman ve derin saygının yanında ahlâkî erdemleri de içine alan takvâdaki derecelenmelere göre ölçülebileceği belirtilmektedir (el-Hucurât 49/13). Bu âyeti açıklarken Mâverdî âyette soy sopla övünmenin reddedilip bu hususta eşitliğin ifade edildiğini (en-Nüket ve’l-ʿuyûn, V, 335), Vâhidî nesepte eşitlik bulunduğunu (el-Vasîṭ fî tefsîri’l-Ḳurʾâni’l-mecîd, IV, 158), Zemahşerî herkesin birbirine eşit olduğunu, dolayısıyla nesep ve millet aidiyeti yönünden üstünlük iddiası taşımayı haklı kılacak bir durum bulunmadığını (el-Keşşâf, III, 569), İbn Atıyye âyetin insanlar arasında eşitliği ifade ettiğini (el-Muḥarrerü’l-vecîz, V, 152) söylemiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Şüphesiz biz insanoğlunu mükerrem kıldık” âyetiyle (el-İsrâ 17/70) yaratılıştaki üstün insanlık değerine türün bütün üyelerinin eşit biçimde sahip kılındığına işaret edilmiştir. Aynı ilkeden dolayı erkek veya dişi olmak bir eşitsizlik meydana getirmez. Kur’an “erkek olsun dişi olsun” hiç kimsenin amelinin Allah katında kaybolmayacağını (Âl-i İmrân 3/195), inanmış bir kişi olarak iyi işler yapan herkesin güzel bir hayata lâyık olup ve fazlasıyla ödüllendirileceğini belirtirken (en-Nahl 16/97) yükümlülük sahibi bir varlık sayılma ve davranışlarla ilgili değerlendirme bakımından erkekle kadın arasında fark gözetilmeyeceğini açık biçimde ortaya koymaktadır. Cinsiyet ayırımı söz konusu olmaksızın bütün insanların ortak bir kökenden yaratıldığını ve yeryüzüne yayılıp çoğaldığını zikreden âyet de (en-Nisâ 4/1) aynı ilkeye işaret etmektedir. Hz. Peygamber Vedâ haccı hutbesinde yer alan, “Rabbiniz birdir, babanız birdir, hepiniz Âdem’in çocuklarısınız; Âdem de topraktan yaratılmıştır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, kızıl tenlinin beyaz tenliye, beyaz tenlinin kızıl tenliye takvâ dışında hiçbir üstünlüğü yoktur” şeklindeki tebliğiyle İslâm’daki bu eşitlik anlayışını teyit etmiştir (Müsned, V, 411).” [6] 

[1] Bkz: Kürt Mustafa Efendi; el-Muqtataf fi’t-Tefsîr.     

[2] Taha Suresi: 50.  

[3] Bkz: Hayati Hökelekli, Duyu, TDVİA, c. 10, ss.8-12.  

[4] İsra:70.  

[5] Al-i İmran: 139.   

[6] İlhan Kutluer, Müsavat, TDVİA, c. 32, ss.76-79. 

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum