Vatandaşın Gündemi: Hayat Pahalılığı

Vatandaşın Gündemi: Hayat Pahalılığı
Hayat pahalılığının her gün arttığı bir günde bu defa ise köşe yazımda ülkemize yaşanan hayat pahalılığı konusunu ele almak istedim. Son 7 aydan bu yana her gün her ürüne zam geliyor. Ülkemizde uzun yıllar bu gibi zamlar ne görülmüş, nede duyulmuştu.
90’lı yıllarda meşhur Çiller krizi ülkemizde ekonomiye tepetaklak etmişti. O dönemi yaşayanlar çok iyi bilirler. O tarihte memur bile “Acaba bu ay maaş alacak mıyım?” diyordu. O günleri hatırlamak bile insanı derinden etkiliyor. 
O günler öylesine günler ki; sabit maaşı olmayan birçok insan geçim derdine düşmüş, içinde bulunduğu haftayı nasıl geçireceğini düşünüyordu. Aradan belirli bir zaman geçtikten sonra o iktidar değişmiş, Türkiye’de kısmen de olsa bir istikrar yakalanmıştı.
Daha sonralarında “Anayasa kitapçığı krizi, Anayasa fırlatma krizi yada Kara Çarşamba” diye bilinen 19 Şubat 2001 Çarşamba tarihli Millî Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’e Türkiye Cumhuriyeti anayasa kitapçığını fırlatması ile başlayan siyasi kriz uzun süre konuşuldu.
Bu kriz ortamı kısa süre içinde ülke piyasalarını etkiledi ve 2001 yılında Türkiye ekonomik olarak sıkıntılarla mücadele etti. Bu kriz ortamından sonra AK Parti iktidara geldi. Bu süreçte AK Parti’nin uyguladığı ekonomi modeli ülkemizde istenilen bir ekonomik çıtanın yakalanmasına neden oldu.
19 yıldır iktidar olan AK Parti hükümetinin bu döneminde ciddi bir ekonomik krizin yaşandığı aşikar. İçinde bulunduğumuz bu dönemde her ürüne zam üstüne zam geliyor. Bu zamların durması gerektiğini herkes söylüyor.
Sahada olan bir gazeteci olarak sürekli olarak halkın içerisindeyim. Halkımız bu hayat pahalılığı karşısında gelirlerinin erdiğini söylüyor. Bizim bölgemizde memurlar dışında öyle her ay düzenli bir maaş alan insan sayısı oldukça azdır.
Yaşamış olduğum Kahta ilçesinde işsizlik konusunda içinden çıkılmaz bir durum almış başını gidiyor. Gençlerimiz iş bulamadıkları gibi ne yapacaklarını bile bilemiyorlar. Bu durum karşısında ailelerinde psikolojisi iyi değil.
İnsanlarımız askere gönderip okuttukları çocuklarının bir şekilde hayata atılmasını istiyor. Ancak bu söylem sadece söylemde kalıyor. Ayrıca insanların en çok tepki gösterdiği bir diğer konuda bu hayat pahalılığı karşısında geçinememeleri.
Bu durum ne zaman normal seyre döner, bunu da tahmin etmek mümkün değil. Fakat benim anladığım bu zamlar bütün kesimleri etkilerken, bizim nasıl bu durum karşısında durabileceğimiz. Çünkü bir gıda ürününü almayıp ertesi gün almaya gittiğiniz de yine zamlandığını görüyorsunuz.
Devletin bu durumdan faydalanarak zam yapanlara karşı sert uygulamaları olmalı. İnsanların en çok kullandıkları soğan ve patates almış başını gidiyor. Kış aylarında en çok kullanılan bu ürünler bir dönem en ucuza satılan, hatta üreticinin bile satarken zarar ettiği ürünlerdi.
Bugün ise maddi durumu iyi olmayan insanlar bu ürünleri bile alamıyor. Dövizin yükselmesinden sonra bir inişe geçildi. Fakat bu durum bir ucuzlamaya neden olmadı. Daha elektriğe, doğalgaza ve akaryakıta gelen zamlar konusuna değinmedim.
İnsanların temel kullanımında ön sırada olan elektrik ve doğalgaz konusunda gelen zamlar vatandaşın cebini yaktıkça yakıyor. Geçen yılla bu yılı kıyasladığımızda elektriğe, doğalgaza ve akaryakıta gelen zamlar vatandaşın bir ay içerisinde harcadığı paranın anında erimesine neden oluyor.
Bu zor durumdan bir an önce normal bir seyre geçmemiz gerektiğini bütün toplum söylüyor. Ancak böylesine bir durum karşısında daha ne kadar zamları göreceğiz onu da bilmiyoruz. Ülkemiz çok güzel bir ülke. Ve bu ülkemizin kıymetini çok iyi bilmeliyiz.
Bizim dostumuz yoktur, Türkiye’nin sınırları içerisindeki komşu ülkeleri ülkemizin çökmesi için adeta pusuya yatmış durumdalar. Osmanlı Devleti döneminde bu ülkeler sürekli olarak bizim ülkemizin çökmesi için mücadele ettiler. Bugünde bu ülkeler aynı düşünce içerisindeler.
Doğru bir hayat pahalılığı var. Ancak bizim için vatan sevgisi her şeyden önce gelir. Bu zor günler bir şekilde iyi yönde sonuçlanacaktır. Her dönem bazı sorunlar yaşanır ve çözüm yolları bulunur. Bu zor günlerin insanların mutluluğu ile sonuçlanması her birey gibi benimde temennimdir.